GEN TEDAVİSİ NEDİR, GEN TEDAVİSİ YÖNTEMLERİ ve GEN TEDAVİSİNDE KULLANILAN GEN AKTARIM YOLLARI
Zeynep Anaz – Moleküler Biyoloji ve Genetik, Haliç Üniversitesi
GEN TEDAVİSİ NEDİR?
Hastalıkları tedavi etmek ya da engellemek için bir bireyin genlerinin ekspresyonunun değiştirilmesine gen tedavisi adı verilmektedir. Gen terapisi, genetik temeli olan rahatsızlıkların tedavisinde yeni yollar oluşturmak için kullanılan ve günümüzde tedavisi bulunmayan hastalıklar için umut veren bir metottur. Gen tedavisinde iki zorunlu ölçüt bulunmaktadır. Bunlardan biri belli bir rahatsızlığa sebep olan gen ya da genlerin bilinmesi diğeri bu genin bir laboratuvar ortamında elde edilmesidir.
Şekil 1: Gen tedavisi
Genetik hastalıktan
etkilenen hücrelere gen tedavisi metotu ile kolay bir şekilde
ulaşılabilmektedir. Örneğin hemofili, lösemi gibi kan hastalıkları, heterojen
hücre topluluklarının olduğu organlar gen tedavisinin ana hedefleridir. Solunum
sisteminin hücrelerine de kolay bir şekilde ulaşıldığından hedef alınan diğer
dokudur.
İlaç tedavileri genetik hastalıklara ait belirtileri kontrol altına almakta etkili olmasına karşın tıbbi bir tedavinin istenilen sonucu hastalığın tümüyle tedavi edilmesidir. Bu durum gen tedavisinin amacıdır. Gen tedavisi kusurlu gen ya da genlerin sebep olduğu genetik hastalık şartlarının düzeltilmesi amacıyla tedavi edici nitelikteki genlerin hasta kişilerin hücreleri içine verilmesini kapsar. Gen tedavisinin ilk denemelerinde hastalığa sebep olan bir genin tedavi edici nitelikteki kopyalarının hücrelere dağıtılması ve bu şekilde hastalık geninin sebep olacağı semptomları ortadan kaldırılması hedefti. Ancak son zamanlarda hatalı genlerin önlenmesi ya da baskılanmasına yönelik yeni metotlar ve hatta hatalı genlerin hedeflenerek yok edilmesi yaklaşımları daha çok kullanılmaktadır.
GEN TEDAVİSİ
YÖNTEMLERİ
Gen tedavileri hücre
tipine göre germ hücrelerine ve somatik hücrelerine yapılan tedaviler olmak
üzere iki gruba ayrılabilir.
1.Germ Hücrelerine
Yapılan Gen Tedavisi
Germ hücrelerine
yapılan gen tedavisi sonucundaki değişiklikler nesiller boyunca aktarılabilecek
şekilde kalıcıdır. Gamet, zigot ve erken embriyo döneminde yapılan
değişiklikler ile gerçekleşir. Mitokondri DNA’sı sitoplazmada olduğu için in
vitro fertilizasyondan sonra bütün hücrelerin çekirdekleri izole edilir ve
çekirdeği çıkartılmış olan donörün yumurta hücrelerine transfer edilir. (Günel
Özcan, 2007) Çekirdek aktarımı olan bu metot teknik açıdan klonlama olmaktadır.
Şekil 2: İn vitro
fertilizasyon
Şekil 3: Germ hücre
gen tedavisinde uygulanan aşamalar
2.Somatik Hücreye
Yapılan Gen Tedavisi
Somatik hücreye
yapılan gen tedavisinde hedef hasta kişinin belirli hücreleri ya da dokularında
hastalığı yok edecek biçimde genetik değişiklik gerçekleştirmektir. Somatik gen
tedavisinde kişinin genomunda değişiklik olmakta fakat bu değişiklik gelecek
nesillere aktarılmamaktadır. Günümüzde var olan bütün gen tedavisi girişimleri
ve yöntemleri somatik hücreye yapılan gen tedavisinde ilerlemek esasına dayanır.
Somatik hücrelerde
farklı yöntemlerle değişiklik yapılmaktadır. Bu gen tedavisi yaklaşımları, gen
ilavesi, gen değişimi, gen ekspresyonunun baskılanması, özgün hücrelerin
ölümünün gerçekleştirilmesi olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır.
Gen ilavesi: Hatalı genin
işlevsel kopyasının verilmesi hedeftir. Hücrede mutant gen bulunmaya devam
etmektedir fakat hücreye fonksiyonel gen eklenmektedir. İşlev kaybına neden
olan genetik rahatsızlıkların tedavisinde yarar sağlamaktadır. Örneğin kistik
fibrozis bu yaklaşım için uygun rahatsızlıktır. Fakat kalıcı zararların olduğu
hastalıklarda bu yaklaşım olumlu sonuç vermemektedir. Koroner arter
hastalarında kan damalarının büyümesini sağlamak amacıyla VEGF gen
aktarımı şeklinde gen tedavisi de yapılmaktadır.
Gen değişimi: Bu yaklaşım daha
zordur. Hedef, mutant geni işlevsel kopyası ile değiştirmek ya da mutasyonu
yerinde düzeltmektir. Mutant genin oluşturduğu ürün hücreye hasar verir
ve bunun sonucunda fonksiyon kaybı olur. Kaybedilen fonksiyonun tekrar
kazanılması sonucu düzelebilecek genetik rahatsızlıklarda kullanılan bir
yaklaşımdır.
Gen ekspresyonunun
baskılanması: Bu yaklaşım daha çok enfeksiyon kaynaklı rahatsızlıkların
tedavisinde kullanılmaktadır. Amaç patojenin işlevinin inhibe edilmesidir. Aynı
zamanda kanserde aktif şekilde olan onkogenlerin baskılanmasında, otoimmün
rahatsızlıklarda bu yaklaşım uygulanabilir.
Özgün hücrelerin ölümünün gerçekleştirilmesi: Bu yaklaşım kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Toksik kemoterapötik ajan, toksik olmayan ön ilaç yani prodrug şeklinde vücuda aktarılırken, bu ön ilacı aktif hale getiren enzimi kodlayan gen de kanser hücrelerine verilmektedir. (Günel Özcan, 2007) Bu yaklaşımın diğer adı gen güdümlü enzim prodrug tedavisidir. Aktif olan prodrug hedef olmayan komşu hücrelere de geçtiğinden kuvvetli bir ilave etki meydana getirmektedir.
GEN TEDAVİSİNDE
KULLANILAN GEN AKTARIM YOLLARI
Genlerin alıcı
hücreye verilmesi laboratuvar koşullarında (ex vivo) ya da hasta kişinin
vücudunda (in vivo) olabilmektedir.
1. Ex Vivo Gen
Tedavisi
Ex vivo gen tedavisinde
hücreler hasta kişiden alınır ve laboratuvar koşullarında hücre kültüründe
üretilerek klonlanan gen hastaya tekrar verilir. Hasta kişinin bağışıklık
sisteminin bu hücreleri kabul etmemesi ihtimali olduğundan çoğunlukla hastanın
otolog hücreleri yani kendi hücreleri kullanılır. Fakat bu gen tedavisi yöntemi
hasta kişinin daha uzun yıllar hayatta kalması temeline dayanır.
2. In Vivo Gen
Tedavisi
In vivo gen tedavisinde
bireyin hücrelerinin alınması durumu yoktur. Bu durumun yerine tedavi edici
nitelikteki DNA doğrudan vücuttaki hasarlı hücrelerin içerisine yerleştirilir. In
vivo gen tedavisinde tedavi edici genler vücuttaki bütün dokular yerine
yalnızca hedef dokulara verilir. Bu durum dezavantajdır.
GEN TEDAVİSİNDE
VEKTÖRLER
In vivo ve ex vivo
gen tedavilerinde başarılı bir sonuç elde etmek için vektörler
kullanılmaktadır. DNA’nın büyük moleküler yapısı ve elektrik yüküne sahip
olması sebebiyle insan hücrelerinin büyük bir kısmı DNA’yı kolay bir şekilde
alamaz. Bu sebeple tedavi edici DNA’nın insan hücrelerine transferi zor
olmaktadır.
1.Viral Vektörler
Gen tedavisinin ilk
dönemlerinden bu yana, tedavi edici genlerin insan hücrelerine transferinde
vektör olarak virüsler kullanılmıştır. Gen tedavisinde kullanılacak olan
vektörlere tedavi edici DNA’yı yararlı yük şeklinde taşımalarına neden olacak
genetik mühendisliği aşamaları uygulanır. Bu şekilde virüs hedef hücreleri
enfekte eder ve hücreye zarar vermeden tedavi edici DNA’nın transferini
gerçekleştirir.
Retroviral Vektörler:
Gen
tedavisinde kullanılan ilk virüsler Moloney kemirgen lösemi virüsü ismindeki
bir kemirgen retrovirüs ailesine aittir. (Klug, Cummings, Spencer, Palladino,
2020) Retroviral vektörler virüs genomundan replikasyon olayına ve rahatsızlığa
yol açan genlerin çıkartılmasıyla ve çıkartılan genin yerine klonlanan insan
geni koyularak oluşturulmuşlardır.
Adenovirüs
Vektörleri: Bu vektörlerin en önemli özelliği büyük tedavi edici
genleri taşımalarıdır. Ancak çoğu insan adenovirüs vektörlerine karşı antikor
oluşturduğundan adenovirüs vektörleri virüsü ve bulundurduğu tedavi edici geni
faydasız yapacaktır. Aynı zamanda hasta kişide yan etkilere yol açacak
bağışıklık tepkimelerine neden olacaktırlar. Günümüzde adeno ilişkili virüs
(AAV) ismindeki akraba virüs gen tedavisi vektörü şeklinde kullanılmaktadır.
2.Viral Olmayan
Vektörler
Günümüzde genlerin
hücre içine aktarımında viral olmayan vektörler kullanılmaya başlanmıştır.
Viral olmayan metotlar, genlerin hücre zarlarından kimyasal destekli
transferini, tedavi edici genlerin nanopartiküller aracılığıyla dağıtılmasını
ve klonlanan DNA dizilerini bulunduran lipozom isminde olan yapay lipit
vezikülleri aracılığıyla hücrelerin füzyonunu kapsamaktadır.
REFERANSLAR
William S. Klug, Michael R. Cummings, Charlotte A.
Spencer, Michael A. Palladino, Genetik Kavramlar, çev. Sibel Sümer, Leyla Açık,
Münir Tuncer (Ankara: Palme Kitabevi, 2020), 738-751.
Rashnonejad A, 1 Durmaz B, Özkınay F (2014). Gen
tedavisinin temel ilkeleri ve son gelişmeler, Ege Tıp Dergisi, Cilt: 53 Sayı: 4
231-240.
http://egetipdergisi.com.tr/tr/pub/issue/31444/344096 (Erişme Tarihi:13.05.2022)
Attar A., (2017). Gen terapisi yöntemleri: fiziksel ve
kimyasal metotlar, Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, Yıldız Teknik
Üniversitesi Kimya Metalürji Fakültesi, Cilt: 74 Sayı: 1 103-112.
https://jag.journalagent.com/turkhijyen/pdfs/THDBD_74_1_103_112.pdf (Erişme Tarihi:13.05.2022)
Günel Özcan A., (2007). Gen Tedavisi ve Biyogüvenlik,
Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Cilt:64 Sayı: 1 35-50.
https://www.journalagent.com/turkhijyen/pdfs/THDBD_64_1_35_50.pdf (Erişme Tarihi:13.05.2022)
Yorumlar
Yorum Gönder