Loading

Ateroskleroz

 

Beyza Gülçin Eracun - Moleküler Biyoloji Ve Genetik – Haliç Üniversitesi


Bu yazımda bireyin yaşam kalitesini günden güne yavaşça düşüren Ateroskleroz hastalığını anlatmaya önce etkilediği arter damarlarının yapısından bahsederek başlayacağım. Daha sonra sırasıyla Ateroskleroz hastalığını, oluşma nedenlerini, oluştuğu süreçte meydana gelen biyolojik olayları  ve tedavi yöntemlerini anlatarak yazımı sonlandıracağım. Keyifli okumalar dilerim.


Arter Damarı Morfolojisi




Şekil 1: Arter duvarı yapısı


Arter damarı duvar yapısı adventisya, medya ve intima olmak üzere üç bölgeden oluşmaktadır. Adventisya bölgesinde kollajen lifler ile sinir uçları; Medya bölgesinde düz kas hücrelerine sarılı elastin ve kolajen lifleri; İntima bölgesinde ise az miktarda düz kas hücreleri, bazal membran, tek sıra halinde sıralanmış endotel hücreleri ve subendotelyal matrix bulunmaktadır.


Ateroskleroz



 Şekil 2: Aterosklerotik plak bulunan arter.



Ateroskleroz intima bölgesinde endotel disfonksiyonu nedeniyle subendotelyal bölgelerde lipit birikimi sonucunda meydana gelen ve kardiyovasküler hastalıkların oluşmasını tetikleyerek tedavi edilemediği takdirde hastaların ölümüne yol açan kalp damar rahatsızlığıdır.


Şekil 3: Ateroskleroz ilerleme aşamaları.



  Şekil 3’ de gözlemlendiği gibi genellikle hayatın erken dönemlerinde oluşmaya başlar fakat akut koroner sendromlar gibi daha büyük ve ölümcül olayları tetiklemeden önce klinik olarak belirti vermez.

 

Ateroskleroz Oluşma Nedenleri


  Ateroskleroz genellikle dislipidemi, diyabet, fiziksel inaktivite, hipertansiyon, obezite, sigara kullanımı sonucunda meydana gelmektedir. Aynı zamanda bir bireyin soy ağacında ateroskleroz hastası olan bireyler varsa o bireyin de ateroskleroz hastası olma ihtimali artmaktadır.

  Ateroskleroz oluşumunu etkileyen risk faktörleri ise Tablo 1’de gösterildiği gibi değiştirilebilir ve değiştirilemeyen risk faktörleri olarak iki gruba ayrılmaktadır.


 Tablo 1: Ateroskleroz oluşumunu etkileyen risk faktörleri (Değirmenci U. ve ark.(2020))






  Son zamanlarda yapılan çeşitli çalışmalarda ateroskleroz oluşumunda KLF 14 (Kruppel Benzeri Faktör 14) transkripsiyon faktörünün (TF) de çeşitli şekillerde rol oynadığı gözlemlenmiştir.

  Çinko parmak grubuna ait KLF 14 TF’leri DNA üzerinde CACCC ya da CGCCC dizilerine bağlanarak ekspresyonu inaktive veya aktive ederler. Bu şekilde apoptoz, proliferasyon ve inflamasyon gibi pek çok olayda görev alan KLF 14, kandaki HDL-C konsantrasyonunun düzenlenmesini hepatik apoA-I üretimini ve SK1 (Sfingozin kinaz 1) geninin transkripsiyonunu düzenleyerek gerçekleştirir.


  Sifingozin kinaz 1 enziminin ürünü olan sifingozin1-fosfat HDL-C fonksiyonelliğini sağlayarak lipit sinyalizasyonunda rol alır.

 

Ateroskleroz Hastalığının Oluşumu


       Kan dolaşımında bulunan lipoproteinler subendotelyal bölgeye geçerler ve burada okside olurlar.

       Oksidasyonu gerçekleşen lipoproteinler kemokin, sitokin ve adezyon moleküllerini salgılayarak immün hücrelerinin (monositlerin ve T lenfositlerin) göç etmelerini sağlarlar.



Şekil 4: Kan dolaşımında bulunan lipoproteinler (Delibaş N., Tahan V.(1995). )


       T lenfositleri matriks metaloproteazların (MMP) salgılanmasını sağlar ve MMP’ler de Trombositleri aktive eder.

       Monositlerden türeyen makrofajlar okside düşük yoğunluklu lipoproteinleri (oxLDL) fagosite ederler. Bir süre sonra makrofajların bu şekilde birikmeleri sonucunda yağ çizgileri meydana gelir. Yağ çizgileri Aterosklerotik plağın ilk oluşan bölgesidir.

Ardından intima bölgesinde kolesterol ve bağ dokusu matriksi elemanları, düz kas hücre proliferasyonu, monosit ve T lenfosit infiltrasyonu meydana gelir.




Şekil 5: Ateroskleroz


       Oluşan plağın iç kısmında hücre artıkları, lipit, kollajen, düz kas hücreleri ve kalsiyum bulunurken dış kısmı fibröz tabaka ile kaplı halde bulunmaktadır.


       Bu şekilde oluşan aterosklerotik plaklar stenoza yani damar içinin daralmasına neden olurlar.

Oluşan plakların yırtılmasıyla birlikte akut koroner sendromlar meydana gelebilmektedir. Plakların bulundurduğu lipit miktarı ne kadar fazlaysa stabiliteleri o kadar azdır. Bu nedenle plak daha kolay yırtılabilir duruma gelir.




 

Şekil 6: Ateroskleroz oluşumu (Değirmenci U. ve ark.(2020)).

 


  İçerdiği lipit miktarı %40’ dan fazla olan plaklar hassas plak olarak tanımlanmaktadır. Geçmiş yıllarda bilim insanları damar duvarında gittikçe artan plak oluşumu nedeniyle damarların tıkandığını düşünüyorlardı. Fakat 1980’lerde yapılan çeşitli çalışmalar sonucunda bilim insanları damar tıkanıklığının asıl nedeninin plakların yırtılması sonucunda trombojenik kor ve kanın etkileşime girip pıhtılaşmaya başlaması olduğunu ortaya çıkarmışlardır (Tokgözoğlu L. (2009)).






Şekil 7: Ateroskleroz plağı ve kan hücreleri.

 

Tedavi Yöntemleri


  Eğer ateroskleroz hastalığı yüksek tansiyon, kolesterol veya şeker gibi hastalıklar nedeniyle meydana gelmiş ise öncelikle bu hastalıkların tedavisine yönelik ilaç uygulamaları başlanır.


  Ateroskleroz ileri seviyede ise, damar tıkanıklığı sonucunda hasta kalp krizi veya felç geçirdiyse Anjiyo, bypass ve Karotis endarterektomi gibi cerrahi yöntemler uygulanır. Anjiyo damarların görüntülenmesini ve böylelikle tıkanıklık olup olmadığı gözlemlenmesini sağlar. Bypass, genellikle göğüsten veya bacaktan alınan ve alındıktan sonra bölgedeki eksikliği sorun yaratmayacak başka damarlar ile tıkalı damarın bulunduğu bölgede yapılan köprüleme operasyonudur. Karotis endarterektomi ise karotis arterde (şah damarında) ateroskleroz oluştuğu durumlarda tedavi amacıyla kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu yöntemde genel anestezi veya lokal anestezi altında olan hastanın şah damarında plağın oluştuğu bölge belirlenir ve damara bir kesik açılır. Daha sonra plak bulunduğu bölgeden çıkarılır ve damar yeniden kapatılır.



Şekil 8: Karotis endarterektomi



Referanslar

      Değirmenci U., Yıldırım M., Yalın S.(2020). Ateroskleroz patofizyolojisinde Kruppel Benzeri Faktör 14’ün rolü. Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi Cilt:13 Sayı: 2 Sayfa: 241-248

https://dergipark.org.tr/tr/pub/mersinsbd/issue/54280/675368  (Erişim Tarihi: 12.07.2022)

      Demircan S.(2012). Ateroskleroz: Primer ve sekonder korunma. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi Cilt: 29 Sayı: 3 Sayfa: 141-146

https://dergipark.org.tr/tr/pub/omujecm/issue/20431/217151 (Erişim Tarihi: 12.07.2022)

      Tokgözoğlu L. (2009)). Dislipidemi, ateroskleroz ve hassas plaklar: Atorvastatinin ateroskleroz ve plak yapısına etkisi. Turkish Society of Cardiology Cilt:37 Sayı: 2 Sayfa: 11-16

https://jag.journalagent.com/tkd/pdfs/TKDA_37_60_11_16.pdf (Erişim Tarihi: 12.07.2022)

      Reel B.(2006). Matriks Metalloproteinaz Enzimleri ve Ateroskleroz. Turkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, Cilt:26 Sayı: 5 Sayfa: 527-544

https://www.researchgate.net/publication/281559261_Matrix_metalloproteinases_and_atherosclerosis_Turk_Klinik_J_Med_Sci_2006_265527-44 (Erişim Tarihi: 12.07.2022)

      Delibaş N., Tahan V.(1995). Lipoprotein Metabolizması Ve Ateroskleroz İle İlişkisi. SDÜ Tıp Fakültesi Dergisi, Cilt:2 Sayı: 2 Sayfa: 39-44

https://dergipark.org.tr/tr/pub/sdutfd/issue/20939/225162 (Erişim Tarihi: 12.07.2022)

 


Yorumlar

ΔΔCt Hesaplama

ΔΔCt Hesaplama











ΔΔCt Sonucu:

Bu blogdaki popüler yayınlar

MİTOKONDRİ’NİN GENOMU ve GÖREVLERİ

Soy Ağaçları

JAK-STAT Sinyal Yolağı