Mikrobiyota
Beyza Gülçin Eracun - Moleküler Biyoloji Ve Genetik –Haliç Üniversitesi
Mikroorganizmalar
gördüğümüz dokunduğumuz her yerde ve her canlıda bulunduğu gibi insan vücudunun
büyük bir kısmında da bulunmaktadır. İnsan vücudunda yaşayan tüm
mikroorganizmalar “Mikrobiyota”, bu mikroorganizmaların taşıdıkları genetik
bilgi ise “Mikrobiyom” olarak adlandırılmaktadır (Karatay E. (2019)). İnsan
mikrobiyotasını, virüsler, bakteriler mantarlar ve çeşitli ökaryotik mikroorganizmalar
oluşturmaktadır. Mikrobiyotayı oluşturan tüm canlılar mutualist (iki
canlının karşılıklı fayda sağlayarak yaşaması), kommensalist (iki
canlıdan birinin diğerine yarar sağlayarak yaşaması) veya patojen olabilmektedirler.
İnsan Mikrobiyotasında bulunan canlıların %29’u mikroorganizmalar için çeşitli besin öğeleri ve geniş yüzey alanı bulunması nedeniyle gastrointestinal sistemde (GİS) bulunmaktadır. Geriye kalan mikroorganizmalar ise %1 oranında kanda, %9 oranında ürogenital sistemde, %14 oranında hava yollarında ve %26 oranında deride lokalize olarak bulunmaktadırlar (Çetinbaş A. (2017)).
Mikrobiyotanın Oluşumu Ve Gelişimi
Mikrobiyota her insanda
değişiklik gösterir. Hamileliğin ilk trimesterinden itibaren bağırsak
mikrobiyotasında değişimler oluşmaya başlamaktadır. Doğumla birlikte annenin
vajinal mikrobiyotasından, bulunduğu ortamdan ve anne sütünden gelen
mikroorganizmalarla bebeğin mikrobiyotası gelişmeye başlar. Vjinal yolla doğan
bebeklerin mikrobiyotasında, sezeryan ile doğanlara göre daha fazla Bacteroidesve
Bifidobacteriumtürleri bulunmaktadır. 2-3 yaşlarında mikrobiyota stabil
hale gelmekte ancak bireyin yaşamı boyunca dinamik kalarak değişimlere uğramaya
devam etmektedir. İnsan mikrobiyotasının değişimine; yaşam tarzı, coğrafi
özellikler, yaş, antibiyotik kullanımı, genetik ve geçirilen hastalıklar gibi
ekzojen ve endojen faktörler neden olmaktadır (Karatay E. (2019)).
Mikrobiyotanın Ve Probiyotiklerin Fizyoloji Üzerindeki Etkisi
Mikrobiyota probiyotiklerin yardımıyla mukozal bariyer direncini arttırır ve bu sayede vücudun antijenlere ve patojenlere karşı korunmasını sağlar. Probiyotikler, konak canlı için yararlı mikroorganizmalardır. Mikrobiyotada bulunan mikroorganizmaların gelişimi prebiyotikler adı verilen bağırsaklardan sindirilemeyen karbonhidrat molekülleri sayesinde gerçekleşir. Probiyotik ve prebiyotik kombinasyonu simbiyotik olarak adlandırılmaktadır.
Probiyotik ajanlar şu şekilde sıralanabilir;
Bacteriodes türleri (B. capillus, B. suis, B. ruminicola)
Propionibacterium türleri (P. shermanii, P.freudenreichii)
Küfler (Aspergillus niger, Aspergillus oryzae)
Lactobacillus türleri (L. reuteri, L. casei, L. fermentum)
Mayalar (Saccharomyes cerevisiae, Candida torulopsis)
Bifidobacterium türleri (B.bifidum, B.breve, B. infantis)
Leuconoctoc mesentoroides
Pediococcus türleri (P.cerevisiae, P. pentosaceus)
Streptococcus türleri (S. cremoris, S. lactics, S. diacetilactis)
Bacillus türleri (B. subtilis, B. lentus, B. pumilus) (Altuntaş Y., Batman A. (2017))
Probiyotiklerin muhtemel etki mekanizmaları ise şu şekildedir;
İmmün sistemin uyarılması,
Antimikrobiyal maddelerin üretimi ve patojen bakterilerin inhibisyonu,
Toksin reseptörlerinin yıkımı,
Besin maddeleri için rekabet,
Tutunma bölgelerinin bloke edilmesi ((Karatay E. (2019))- (Rastall, R ve ark. (2005)))
Mikrobiyotada bulunan yararlı ve zararlı mikroorganizmaların oranlarında yaşanan değişim sonucunda vücutta çeşitli değişimler yaşanmaya başlar. Sağlıklı mikrobiyota “Öbiyozis” olarak adlandırılmaktadır. Mikrobiyotanın yararlı/zararlı bakteri oranı azaldığında “mikrobiyal disbiyozis” olarak adlandırılan patolojik durum ortaya çıkmaktadır. Mikrobiyal disbiyozis durumunda; kanser, obezite, enflamatuvar bağırsak hastalığı, Parkinson hastalığı, alerji, çölyak, diyabet, astım, kardiyovasküler hastalıklar ve lupus gibi çeşitli hastalıkların oluşumu büyük ölçüde artmaktadır (Altuntaş Y., Batman A. (2017)). Bunun nedeni faydalı bakterilerin; aminoasid sentezi, sindirilemeyen besinlerin fermantasyonu ve hidrolizi, konjuge linoleik asit (KLA) üretimi, amonyak sentezi ve detoksifikasyonu, immün sistemin modülasyonu ve kısa zincirli serbest yağ asidi (KZYA) üretimi gibi pek çok düzenleyici görevlerde rol almalarıdır.
Antibiyotik Kullanımının Mikrobiyota Üzerine Etkisi
Daha önce de
belirttiğim gibi Mikrobiyota değişiminde etkili olan en önemli faktörlerden
biri Antibiyotik kullanımıdır. Aşırı antibiyotik kullanımı faydalı bakterilere
zarar verirken aynı zamanda antibiyotiğe dirençli bakterilerin artmasına da
neden olmaktadır. Bunun sonucunda mikrobiyotada olumsuz değişiklikler meydana
gelir. Antibiyotik kullanımından sonra zarar görmüş mikrobiyota yeniden
şekillenirken antibiyotiğe dirençli patojenlerin ve yabancı kommensal
bakterilerin de vücutta kolonize olmaları sağlanabilmektedir (Karatay E.
(2019)).
Mikrobiyota Sağlığının Ateroskleroz Üzerindeki Etkisi
Ateroskleroz hastalığından bir önceki yazımda bahsetmiştim (ayr.bkz.). Yeniden kısaca bahsetmek gerekecek olursak Ateroskleroz; Arter damarının intima bölgesinde endotel disfonksiyonu nedeniyle subendotelyal bölgelerde lipit birikimi sonucunda meydana gelen ve kardiyovasküler hastalıkların oluşmasını tetikleyerek tedavi edilemediği takdirde hastaların ölümüne yol açan kalp damar rahatsızlığıdır.
Yapılan araştırmalar sonucunda insan ağız ve bakteri ürünleri aterosklerotik plakta da gözlemlenmiştir. Bunun sonucunda bilim insanları bu bakteri türlerinin ateroskleroz oluşumuna katkıda bulunduklarından şüphelenmişler ve bilimsel çalışmalara başlamışlardır.
Çalışmalar sonucunda aterom plaklarında oral patojen olan Porphymonas gingivalisin bulunduğu ve farelere Porphymonas gingivalisin verildiğinde aterom plağı oluşumunun hızlandığı gözlemlenmiştir (Altuntaş Y., Batman A. (2017)).
:Porphymonas gingivalisin bakterileri.
Kararsız Aterom plağına sahip olan Ateroskleroz hastalarında proenflamatuvar peptidoglikan üreten mikrobiyomların arttığı, antienflamatuvar karoten üretiminin ve dışkılarında roseburia türü azalmaktadır.
Aynı zamanda yüksek yağlı beslenme ile mukozal bütünlükte bozulmanın meydana geldiği ve bunun sonucunda lipopolisakkarit (LPS) seviyesi ile bağırsak hücrelerinin duvar geçirgenliğinde artışın meydana geldiği gözlemlenmiştir (Varım P. Ve ark. (2017)). LPS seviyesindeki artış sonucunda bazal enflamasyon artmakta ve metabolik hastalıkların ortaya çıkmasına katkı sağlayan yolaklar aktifleşmektedir.
Referanslar
Karatay E. (2019). Mikrobiyota, probiyotik ve prebiyotikler, Anadolu Güncel Tıp Dergisi Cilt: 1 Sayı: 3 Sayfa: 68-71
https://dergipark.org.tr/tr/pub/anatoliancurrmedj/issue/45615/529392 (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Çetinbaş A. (2017). Mikrobiyota, Eurasian Journal of Family Medicine Cilt: 6 Sayı: 2 Sayfa: 51-56
Bozok T., Şimşek T., Kömür S., Ulu A., (2014). Normal Mikrobiyal Floranın İnsan Sağlığı Üzerine Etkisi ve İnsan Mikrobiyom Projesi, Arşiv Kaynak Tarama Dergisi. Cilt: 23 Sayı: 3 Sayfa: 420-426
https://dergipark.org.tr/tr/pub/aktd/issue/2203/29297 (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Altuntaş Y., Batman A. (2017). Mikrobiyota ve metabolik sendrom. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi Cilt: 45 Sayı: 3 Sayfa: 286–296 doi: 10.5543/tkda.2016.72461 (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Varım P., Vatan M. B., Varım C. (2017). Kardiyovasküler Hastalıklar ve Mikrobiyota, Biyoteknolojik ve Stratejik Sağlık Araştırmaları Dergisi. Cilt: 1 Sayfa: 141-147
https://dergipark.org.tr/tr/pub/bshr/issue/32641/363372 (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Rastall R., Gibson G. R., Gill H. S. Ve diğerleri (2005). Modulation of the microbial ecology of the human colon by probiotics, prebiotics and synbiotics to enhance human health: An overview of enabling science and potential applications. FEMS Microbiology Ecology Cilt: 52 Sayı: 2 Sayfa: 145-152
https://academic.oup.com/femsec/article/52/2/145/541007?login=true (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Yılmaz K., Altındiş M. (2017). Sindirim Sistemi Mikrobiyotası Ve Fekal Transplantasyon, Nobel Medicus Cilt: 13 Sayı: 1 Sayfa: 9-15
https://www.researchgate.net/publication/316285545_Sindirim_Sistemi_Mikrobiyotasi_ve_Fekal_Transplantasyon (Erişim Tarihi: 08.08.2022)
Görsel Kaynaklar
https://www.haberturk.com/saglik/haber/1312630-vucudumuzdaki-yeni-organ (Erişim Tarihi: 09.08.2022) (1)
https://www.saglik.org.tr/post/bagirsak-tikanikligi-nedir-bagirsak-tikanmasi-tedavisi-nasil-olur (Erişim Tarihi: 09.08.2022) (2)
https://jinekologum.net/videolar/detay/TR/3/Hamileligin-8-ayinda-anne-karnindaki-bebegin-gelisimi-nasildir (Erişim Tarihi: 09.08.2022) (3)
https://pixabay.com/tr/photos/ba%c5%9f-a%c4%9fr%c4%b1s%c4%b1-a%c4%9fr%c4%b1-haplar-1540220/ (Erişim Tarihi: 10.08.2022) (4)
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/ateroskleroz-damar-sertligi-nedir-ateroskleroz-belirtileri-nelerdir-nasil-tedavi-edilir-6440017 (Erişim Tarihi: 09.08.2022) (5)
https://drannkania.com/why-you-should-know-what-p-gingivalis-is/ (Erişim Tarihi: 10.08.2022) (6)
Yorumlar
Yorum Gönder